Canko Seni Seviyorum (Hem de Çok!)

938 |

İlk kez göz göze geldiler. O ilk bakışma erkeğin yüreğinde aç kalmış duyguları canlandırmıştı. Erkek kıza baktıkça sanki yarım kalan bir şeyleri tamamlıyordu. Adını koyamadığı bir şeylerin. Bunun adına ister aşk deyin, ister sevgi ister sevinç…
Göz göze gelmeler devam etti. İki, üç, dört… Artık sayısını bile hatırlamıyordu erkek. Kız da bakıyordu hani, sanki gözleriyle değil de yüreğiyle bakıyordu. Kız böyle bakmasa da erkek böyle hissediyordu. Çünkü kız yüreğinde başka bir isim, başka bir yürek, başka bir çift göz taşıyordu. Erkekse bundan habersiz…
Herhangi bir gün herhangi bir yerde yine göz gözeydiler. Erkeğin yüreği dolup dolup taşıyordu. Kelimeler beyninden gelip geçiyordu. Yüreğindeki aşkı, dalından koparılmamış bir çiçek kadar güzel ve bir ilkbahar mutluluğuyla nasıl anlatabilirdi ki? Yüreği heyecanlıydı ve korkuyordu acı bir gerçekten.
Erkek bir anlık cesaretle yazdığı şiiri kıza verdi. Kız, büyük bir mutlulukla ve heyecanla şiiri okumaya başladı.
“Gözlerinde aradım seni
Ama sen yoktun!
…”
Kız ciddiyetle şiiri okuduktan sonra, “Ben de şiir yazıyorum, bu şiirin çok güzel, çok güzel ifade etmişsin duygularını.” dedi. Erkek biraz şaşırdı biraz sevindi. Yüreğindeki kelimeyi yani ‘bu şiiri senin için yazdım’ demedi, diyemedi. “Şiir yazdığına sevindim, iyi ki göstermişim sana, yoksa senin de yazdığını nereden öğrenecektim.” dedi erkek. Ve ekledi, “Bana şiirlerini getirir misin?”
“Tabii.”dedi kız. “Getiririm fakat düzenleme yapmam gerekiyor.” dedi. Erkek, “Sen şair, ben şair ne olacak bizim hâlimiz?” diye geçirdi içinden. Erkek kızdan şiirlerini isterken farkında olmadan kızın yüreğini istiyordu. Oysaki kızın yüreği bir başkasının yüreğinde saklıydı.
Günler geçti, belki de aylar, belki de yıllar… Geçmeyen tek şey gözlerdi. O iki çift göz. Birbirine sürekli bakan, birbirlerinin gözlerinde konuşan, bir anlam arayan gözler… Kız şiirlerini getirmemişti, yani yüreğini. Herhangi bir günde ve herhangi bir anda yine bir anlık cesaretiyle erkek, kıza şiirleri sordu, yani yüreğini.
Kız basit bir yalanla atlatmaya çalıştı, “… Ama senin yazdığın o şiir, gözlerin gözlerimde çok güzeldi.” dedi. Erkek anlamıştı, kızın gözlerinden şiirlerinin başkasında olduğunun, yani yüreğinin. Yine bir anlık cesaretle erkek,
“Aslında ben bu şiiri bir kız için yazdım.” dedi. Kız biraz şaşkın, cümlenin devamını bekler gibiydi. Ve erkek devam etti;
“Bu şiiri, sevdiğim kıza da okuttum fakat onun için
yazdığımı söylemedim, söyleyemedim. İyi ki de söylememişim, kızın yüreği başkasındaymış.” dedi.
Kız, “Kim bu kız, ben tanıyor muyum?” dedi. Erkek büyük bir ciddiyetle, biraz da titrek bir sesle, “Belki tanırsın,
kızın sevgilisinin adı, Canko.” dediği anda kızın yüzü bir anda tarifi imkânsız bir hâl aldı.
Kız, “İnanmıyorum, bu imkânsız, olamaz, aman Allah’ım!” dedi ve olduğu yerde kaldı. Erkekse gözlerinde
yaşattığı aşkı, yine gözlerinde öldürerek, yüreğindeki yaralı aşkla yürümeye başladı.
Çok uzaklara yürüdü…
Yürüdü…
Yürüdü…

03.04.2000

Şiiri Değerlendir
tick image
Şiiri Paylaş