Aşka İsyan

“Bir yanım deniz
Bir yanım toprak
Denizden yanayım, denizden yana
Bir yanım tuz
Bir yanım şeker
Tuzdan yanayım, tuzdan yana
Bir yanım SEN
Bir yanım ben
SEN’den yanayım, SEN’den yana!”
Dedim.

“Hep beraber” gider; “hep beraber” geliriz…
“Hep beraber” güler; “hep beraber” ağlarız!”

Biz “yârin yanağından gayrı / her şeyde /
her yerde / hep beraber” diyenlerdeniz!
Yârin yanağından gayrı; her şeyde, her yerde hep beraber! İşte bu yüzden gülüm; işte bu yüzden cık olmaz!
Ah be güzelim… Güzelim ah be! Kurtların, çakalların
içinde tek tabancaydım. Çakalların, kurtların içinde. Kanarya yüreğimle; göklerde kartal gibiydim!
“Ayakkabılarım çamur olmuş galiba.” derdin ara sıra.
Bense gözlerinin içine bakardım saf saf. Dost başa, düşman ayağa bakar derler. Oysa ben hep senin gözlerinin içine baktım. “Dünyanın merkezi” olmuştu çünkü gözlerin. Gözlerinden başka bir şey görmüyordu gözlerim… Dünya dönüyordu senin etrafında… Pervane olmuştum, etrafında dönüyordum! Türlü bahaneler yaratıyordum gözlerin gözlerime değsin diye, yüreğim yüreğinde kaynasın diye!
Eylemlerin adı bAŞKalaşıyordu seninle birlikte! Adı bAŞKa, sesi bAŞKa, yüreği bAŞKalaşıyordu insanın, eylem güzeli!
“Hep beraber” sloganlar atardık toplum bilinci gerçekliğinde! Yüreğimse haykırırdı bAŞKalaşan gözlere, sözlere
inat! Yeri, göğü, meydanları inletircesine haykırırdık hep beraber! Oysa yorulmuşsundur şimdi; nasıl etsem de yıkasam ayacıklarını. Susamışsındır, buzlu şerbetim yok ki ikram edeyim. Acıkmışsındır sana beyaz keten / keten örtülü sofralar kuramam / memleket gibi esir ve yoksuldur odam!”
Eylemlerin adı bAŞKa, sesi bAŞKa, yüreği bAŞKalaşıyordu seninle… SEN bAŞKalaşıyordun… Ben bAŞKalaşıyordum gözlerinle birlikte! Gözlerin gözlerime değince şimşekler çakıyordum! Haykırıyorduk zalime, zulme ve faşizme inat! Eylem güzeli, 1 Mayıs, 1 Mayıs olalı böyle bayram görmedi! “1 Mayıs, 1 Mayıs işçinin, emekçinin bayramı!’’ diye bağırdık hep beraber!
Haykırdık, “hep beraber” özgür basın susmasın diye!
Haykırdık, işten çıkarılan işçiler işine dönsün diye… Haykırdık, köylü için… Haykırdık, işçi için… Haykırdık, tam bağımsız Türkiye için!
Sloganlar atardık hep beraber… “Hep beraber” sloganlar atardık… Ve biz “hep beraberdik…” Oysa ben! Haykırdım, gözlerin gözlerime, yüreğin yüreğime değsin diye!!!
Aşk Tesadüfleri Sever biliyorsun… Ve İncir Reçeli her
zaman güzeldir… Ve Alacakaranlık’ta Jacob her daim göklerde kartal gibiydi! Bense Kaybedenler Kulübü’nde figüran! Özgür olmak istiyordum… Sen Özgür’e hüngür hüngür ağlarken… Bense Alacakaranlık’tan Jacob oluyordum. Sen Özgür’e ağlıyordun… Ben senin gidişine… Gözyaşların damlıyor yüreğime. Gidişinle Metin’e benziyordum... Ve ağır bir hastalık geçiriyorum, saç sakal karmakarışık!
Küsüyorum hayata ve sana… Hastalığımın sebebi oluyorsun! Seninse aklın hep Cem Karaca’nın İstanbul’unda!
Gözün kulağın yollarda… Yolcu bekler gibi… Yolcu hasretiyle yanar gibi… Bir sevda türküsü dudaklarında hep !
Erteleme, üşenme, vazgeçme derdin! Ve sen şimdi benim üşengeçliğim ve sen şimdi benim vazgeçişlerim ve sen şimdi ertelenmiş bir yazının son paragrafı! Çok sigara içmeme kızardın mesela… Sigarayı avuçlarımın içinde saklardım liseli âşıkların hocasına yakalanması gibi gözlerin gözlerime değince… “Eylem güzeli, gönlümün eş başkanı ol.” diye çıldırasıya paralıyordum kendimi! Seninse dudaklarında bir sevda türküsü… Yol bekler, yolcu bekler gibi… Cem Karaca’nın “Bana İstanbul’u Anlat” gibi her gün bıkmadan İstanbul’u anlatıyorsun ona…
Esmerliğine yanıp tutuştuğum kara kaşlı, kara gözlü kız, senin için sustum! Artık “söz” bitti… Yazmak zamanı…
Bitti söz… Kalemimin tükenmezi tükendi... Çivi yazısına başladım! “Söz” bitti! Ve ben sigarayı günde üç pakete çıkardım!

“Birdik
Biz olduk,
Çok yalnızlıklara yettik
Ama ikimiz yan yana
İki yalnız ettik.”
Dedi.

Dipnot: Bu yazı bir G&G hikâyesidir.